Cerrahi operasyonlar, tıbbi tedavilerde hayati rol oynasa da bazı istenmeyen komplikasyonları da beraberinde getirebilir. Bu komplikasyonlardan biri de “adezyon” yani doku yapışıklıklarıdır. Ameliyat sonrası organlar ya da dokuların birbirine yapışması, ilerleyen dönemde ağrıya, fonksiyon bozukluklarına ve hatta yeniden cerrahi gerektiren durumlara yol açabilir. Bu nedenle cerrahlar, doku yapışıklığını önlemenin bilimsel bir yolu olarak adezyon bariyer jel ürünlerine başvurmaktadır.
Adezyon bariyer jeller, genellikle sodyum hyaluronat ve hidroksietil nişasta gibi biyouyumlu maddelerden oluşur. Cerrahi işlem tamamlandıktan sonra dokuların yüzeyine ince bir tabaka halinde uygulanır. Bu tabaka, iyileşme süresi boyunca dokuların birbirine temasını engelleyerek doğal bir bariyer görevi görür. Bu da iyileşme tamamlanana kadar doku yapışıklığı oluşmasını önler.

Peki hangi alanlarda kullanılır?
- Jinekolojik cerrahiler (laparoskopik myomektomi, histeroskopi, endometriozis ameliyatları)
- Genel cerrahi uygulamaları (karın içi operasyonlar)
- Ortopedik cerrahiler
- Ürolojik girişimler
Adezyon bariyer jellerin avantajları:
- Uygulaması pratik ve hızlıdır.
- Emilerek vücuttan doğal yollarla atılır.
- Enfeksiyon riskini artırmaz.
- Doku iyileşmesini engellemez.
- Hayvansal içerik barındırmaz, vegan üretim standardına uygundur.
Özellikle “Hydravic” ve “Seovic” gibi eklem içi enjeksiyonlarla kombin uygulamalarda, cerrahi sonrası iyileşme sürecinin daha sağlıklı ve konforlu geçmesini sağlar. Ayrıca bu jeller, açık cerrahilerin yanı sıra kapalı (minimal invaziv) cerrahilerde de başarıyla kullanılmaktadır.
Cerrahlar için güvenilir bir yardımcı, hastalar içinse daha az komplikasyon riski anlamına gelen adezyon bariyer jeller; modern cerrahinin vazgeçilmez destek araçlarından biridir. Ameliyat planlanıyorsa, hekiminizden bu koruyucu jel hakkında bilgi almayı mutlaka isteyin. Uzun vadede sağlığınızı korumak için küçük ama etkili bir dokunuş olabilir.